Emre Belözoğlu’ndan Fenerbahçe açıklaması! Hatalarımız olmuştur ama…

Öncelikle takımın başına geçtiği andan itibaren yakalanan ivme ve Antalya’daki kampta yapılan araştırmalar hakkında konuşan Emre Belözoğlu, “Biz birincil imza attığımız günden bugüne gelinen süreçte, iyi bir ivme yakaladığımızı düşünüyoruz. İyi çalıştık, iyi hazırlanmıştık. Gelmeden önce de fiziken iyi bir takım bulduk. Lakin sonuçta 8 maçın 6’sını kaybetmiş ve motivasyon olarak azıcık düşük bazı vardı. İlk maçın Beşiktaş maçı olması ve kazanılması, akabinde gelen galibiyetler takımı ciddi bir yükselişe soktu. Oyun tarzımızı ilk günden itibaren göstermeye çalıştık. Topa sahip olmak istediğimizi, topu rakibe belirlemek istemediğimizi, 2 ve 3. bölgelerde daha opsiyonlu ve daha hareketli bir takım olabilecek kalibreye sahip olduklarını oyunculara anlatmaya çalıştım. Son 2 maçta da oyunu kaybetmedik lakin skorlar gelmedi. Kayserispor maçında süratli yakaladığımız kadrodan 3, 4 manâlı oyuncu yoktu. Göztepe maçında da kendimce ikinci yarıda çok rahatlıkla ayrım yakalayacak pozisyonlar bulduk ama değerlendiremedik. Futbolda bunlar var. Her maçı kazanamazsınız, hele fakat bizim ligimizde maç çok zordur. O yüzden her maçtan öbür bir ders çıkardık. İyi bir egzersiz ortamı sağlıyor bize kulübümüz. Oyuncuların gelişme süreci devam ediyor, bizim de gelişme sürecimiz devam ediyor. İyi bir başlangıç oldu lakin sonunu iyi getirmek istiyoruz. Çünkü ligin ikinci yarısı daha güç olacaktır” diye konuştu.

“ardına kadar her maçı kazanmak için oynayacağız”

Sezon sonu hedefi hakkında açıklamalarda bulunarak sözlerini sürdüren Emre Belözoğlu, “Başakşehir’in en üstlerde almak dışında hedefi olamaz. Ben futbolcuyken burada her zaman şampiyonluğu kovaladık ve son haftalarda kaçırdık. Ben ayrıldıktan sonra da ekip şampiyonluğu yaşadı. En fena Avrupa kupalarında oynayabilecek oyun gücüne ve oyuncu gücüne sahibiz. Bizim hedefimiz başka bir kulvar olamaz. Avrupa’ya gitmek istiyoruz. Puan farkı basit kapatılacak gibi görünmüyor lakin defalarca 4-5 galibiyetle takımlar kendilerini başka bir yerde bulabiliyor. O yüzden biz sonuna kadar her maçı kazanmak için oynayacağız ve sezon sonunda istediğimiz yerde olacağımıza inanıyoruz” dedi.

“İyi, zinde ve ligi bilen oyuncular aldık”

Serdar Gürler, Salih Uçan, Emre Çolak ve Trezeguet transferleriyle ilgili konuşan genç çalıştırıcı, “Transferlerin karşılığı şayet da olmaz bunu bilmiyorum. Futbol, önceden kestirilebilir bir oyun değildir. Oyuncu performansı da önceden kestirilebilir değildir. Değişkenliklere hazırlıklı elde etmek lazım. Yeni bir oyun, yeni bir oyuncu grubuyla oynamaya çalışıyoruz. Onlar da sezon başında benim oyunumla başlamadılar ama adapte oldular, gelişim içindeler. Yeni bir oyuncu istediği kadar yüksek profilli olsun, diğer bir oyunun ve oyuncu grubunun içine giriyor. Mutlaka intibak her oyuncu için geçerli olmasa da zaman alacaktır. Bu isimler iyi oyuncular, dinç oyuncular ve ligi bilen oyuncular. Bilhassa 3. bölgedeki etkinliğimizi artırabileceğine inandığımız oyuncular olması nedeniyle transferlerini istedik. İnşallah onlar bize, biz de onlara iyi geliriz. Kulübümüz de doğrusu yıllardır çok iyi yönetiliyor. Yöneticilerimiz ve başkanımızın verdiği yardım için de teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

“Mahir Emreli transferi olmayacak gibi duruyor”

Legia Varşova forması giyen Mahir Emreli’yle ilgili girişimde bulunduklarını da sözlerine ekleyen Emre Belözoğlu, “Biz fiilen oyuncuyla ilgilendik ve görüşmelerimiz de oldu. Fakat oyuncunun çıkışıyla alakalı kulübünün beklentileri var. Oyuncu, kulübünde istemediği bir olay yaşadı ve terketmek istediğini açıklama etti. Oysa ayrılış süreci uzun sürdü. Bizim de tez almamız gereken kararlar var. Ocak ayı transferi kolay değildir. Bize katkı vereceğine inandığımız bir oyuncuydu ama şu lahza için olmayacak gibi duruyor” diye konuştu.

“Visca’nın yerini doldurmak baskı olacak”

Trabzonspor’a aktarma olan Edin Visca hakkında da konuşan Emre Belözoğlu, “Edin Visca, Başakşehir tarihinin en kayda değer oyuncusudur benim gözümde. Ben de onun kaptanlığını yaptım ve daima onu bir numaraya koyarım. Büyük takımda olması gerekiyordu, o havayı koklaması gerekiyordu. Kendisine başarılar diliyorum. Pak ve kaliteli bir oyuncu, aynı zamanda iyi bir insan. Yerinin doldurulması fazla şiddet bir oyuncu. Bu sene ligde çoğu parametrede en yakın oyuncuya iki kattan daha fazla fayda kurmuş bir isim. Edin Visca’nın, büyük bir takıma transfer olması demek, o büyük takımı otomatikman şampiyonluğun en büyük adayı yapacaktı. Önemli bir oyuncuyu kaybettik, yerini yüklemek güç olacak. Son 2 maçta da eksikliğini hissettik. Bizim oyunumuzun bütününün büyük bir parçasıydı. Lakin inandığımız bir düzenimiz ve bir sistemimiz var. Mevcutta da kaliteli oyuncularımız var. Boşluğu yüklenmek için çalışacağız. Kendisi için hoş geçen Başakşehir serüveninin tamamlanmasının arkasından inşallah Trabzonspor’da da çok başarılı olur” açıklamasında bulundu.

4413176.jpg

“Kendimi güncellemek ve bakım yapmak, olmazsa olmazım”

Göreve gelmesinin ardındaki takımda yaşanan çıkış için ise Emre Belözoğlu, “Hiçbir şey tek başına yapılmaz futbolda. başlıca parametreler var. Bunlardan birisini iyi yapmak yetmez. İyi bir sistem belirlemek da yetmez, sadece motive etmek de yetmez. Hepsini içinde barındıran süreçler var. O süreçlerde oyuncuya bunları saptamak gerekli. Bir sistemi inşa etmek için antrenman da yetmez. Oyuncuları sisteme inandırmak, sistem içinde keyif aldıklarını sezdirmek ve başarıya giden yolun bu olduğuna inandırmaktan geçiyor bu. Çoğu teknik adamın kendisine göre antrenmanları, oyun anlayışları var, kendilerine göre taktik analizleri ve tarzları var. Ben futbolu bırakmaya yakın bir dönemde 3-4 sene buna fazla kafa yordum, dersime fazla çalıştım. Oyuncuya oynamak istediğim oyunu anlatabilecek bir takım metotlar geliştirdim. Şu lahza için iyi gidiyor fakat kendimizi güncellemek ve yenilemek de olmazsa olmazımız. O yüzden günü yetişmek, hatıra tutmak, bizden fazla daha önde olan sistemleri, kulüpleri yetişmek için sürekli üretmemiz gerekiyor. Takımdaki isimlerle birlikte oynamanın da etkisi olmuştur. Fakat bu da yetmez. Onlara saha içinde destek edemiyorum ve kenardan destek vermeye çalışıyorum. Bu başka bir pozisyon olduğu için daha iyi yönetmemiz gereken bir koltukta oturuyoruz. O yüzden yalnızca saha içinde onlara kulübede bir güven tahsis etmek amacındayım. İnşallah bunu başarmaya çaba göstereceğim” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye’nin büyük kulüplerine meydan okuduk”

Göreve gelmeden önce taraftarların kendisi için astığı pankart hakkında da konuşan Emre Belözoğlu, “Her insan sevildiğini hissetmek ister. Sevilmek hoş bir duygudur. Herkese de bu uygu. Biz Başakşehir’de çok hoş seneler geçirdik. Şampiyonluklara oynadık. O bütçeyle büyük başarılar elde ettiğimizi düşünüyorum. Vaktinde Türkiye’nin büyük kulüplerine meydan okuduk ve günün sonunda bir gün o şampiyonluk geldi. Üstünlük senesinde payı olan birisi değildim fakat şampiyon olduklarında oyuncu arkadaşlarım kadar mutlu oldum. O süre Fenerbahçe’de oynamama rağmen biz şampiyonluktan uzaktık. Buraya karşı bir aidiyetim var. Beni seven ve benim de çok sevdiğim halk var. Taraftarımız da çok sayıda olmasa da bize verdiği eksik lakin dostça takviye bizi doğrusu mutlu ve motive ediyor. Onlara bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Benim de Abdullah Avcı’nın da dokunuşları vardır”

Brezilyalı futbolcu Junior Caiçara’nın, “Emre hoca burada şampiyonluk yaşayamasa da, kazandığımız şampiyonlukta onun da içinde bulunduğu sistem vardı. O nedenle şampiyonluğa katkısı oldu” ifadeleri hatırlatıldıktan sonradan Emre Belözoğlu, “Çok teşekkür ederim Junior’a. Biz de kulübün oluşumunda mutlaka katkısı olan oyunculardan birisi olduğumuzu düşünsek de, o dönemdeki şampiyonluk daha pragmatik geldi. Okan hocaya da çok yakıştı bu üstünlük. Ayrıca aynı şekilde Abdullah Avcı’nın da, kulübün bu şekilde ilerlemesinde, hedef kulüp haline gelmesinde çok büyük bir payı olduğunu düşünüyorum. Biz o dönemde ayrıldık fakat mutlaka sistemin içinde olumlu anlamda bir yerlere dokunmuşuzdur. Futbol, hayatınızın merkezinde olması gereken bir oyundur. Ben bunu bütün arkadaşlarıma futbolcuyken de söyledim. Başakşehir’deki arkadaşlarıma ulusal takıma kadar gidebileceklerini söyledim, inandırdım ve gittiler de. Büyük yerlere geldiler. Ayrıca madden keza manen bunun mutluluğunu yaşadılar. Her oyuncu önemli ve değerlidir. Fakat benim için futbolu hayatının merkezine koymuş futbolcu her şeyden daha değerlidir. Burada çok güzel bir aile ortamımız var. Junior’a da bitmiş teşekkür ediyorum. Tümü bizim için çok değerli arkadaşlarımız, kardeşlerimiz. Başakşehir de misal bir aile. Futbol için yaşayan bir kulüp. Biz de bu gelişimin içinde hala olmaya devam edeceğiz. Bundan dolayı da fazla mutluyum” biçiminde konuştu.

“Fenerbahçe’de hatalarımız olmuştur lakin kasıtlı olarak bir yanlış yapmadık”

Fenerbahçe’de sportif direktörlük koltuğundan kalkıp takımın başına geçtiği süreçle ilgili olarak Belözoğlu, “Benim futbolu bıraktıktan sonraki ilk günümden itibaren aklımda teknik adamlık vardı. Bunu o dönemki başkanımız ve yönetimimizle de paylaşmıştım. O dönem için kulübün benim o pozisyonuma ihtiyacı vardı. Elimizden geldiğince doğru işler yapmaya çalıştık. Mutlaka hatalarımız olmuştur fakat kasıtlı olarak, can atarak bir yanlış yapmadık Fenerbahçe’ye. O yüzden bu şart benim için önemli ve değerliydi. Sırası Gelmişken birçok insan teveccüh gösterdi. Ayrılırken birçok insan üzüldüğünü söyledi, sokakta birçok insanın bana ağlayıp sarıldığına tanık oldum. Bu şart benim için onur ve gururdu. Ama ne olursa olsun, teknik adamlık benim futbolu bırakmaya yakınken, hedeflerimi ve hayallerimi oluşturduğum bir meslekti. Hazırlığım vardı. Futbolla alakalı hiçbir konuda sağlığım elverdiği sürece çekinmem. Hayatımı futbol için planladım. Ailemden sonradan futbol benim için en değerli durumu oluşturur” dedi.

3513501.jpg

“Kafamda o anda hocalık yoktu fakat kulübün ihtiyacı vardı”

Futbolda ‘Patron’ olarak cümle parçası edilen sportif direktörlükten teknik adamlığa geçişiyle ilgili de konuşan turuncu-lacivertlilerin teknik direktörü, “Patronluk fazla benim inandığım bir koşul yok futbolda. Patronluk, bir şirkette veya fabrikada olur fakat futbolun içinde çoğu paydaş var. Başkanı, yöneticisi, futbolcusu ve herkesin o yapının içinde bir pozisyonu olmalı. Herkesin birbirini yönettiği süreçler olmalı. Sportif direktörlükten hocalığa geçişi başkan istedi. Benim kafamda da bu şart yoktu lakin kulübün o dönemde buna ihtiyacı olduğu için kabul ettim bu durumu. Basit da olmadı. Beraber çalıştığımız Erol hoca vardı. Kendisine de bu süreci anlattık. Basit kararlar değildi ama inandığım bir dürüst varsa çekinmeden yapmaktan geri durmadım. O gün Fenerbahçe için içten olanın o olduğunu düşündük ve beraber hareket ettik. Fenerbahçe’de çalıştığım her kişiyle hoş duygular içinde ayrıldım. Bu başkan için de geçerli, Erol hoca için de geçerli. Yapmamız gereken oydu ve yaptık. Tüm Fenerbahçeliler için sonu daha iyi olsun, daha hoş olsun isterdim” açıklamasında bulundu.

“Eskiden planlarımızı patır kütür döküyorduk ortaya”

Kariyeri için uzun metrajlı planlar yapmadığını sözlerine ekleyen Emre Belözoğlu, “Kendime sakladığım hayallerim ve düşüncelerim var. Gençliğimizde çoğu planımızı ve programımızı patır kütür döküyorduk ortaya. Fakat hemen böylece değil. Başkanlık gibi zaten bir isteğim yok. Ama ben genç bir teknik adamım. Kendimi geliştirmek, güncel oyuna motive edip yeni bir şeyler aranje etmek, insanlara yeni bir şeyler uygulamak, oyuncuları yeni bir metotla eğitmek gibi bir açlık isteğim var. Bu benim için kasıt olabilir. Futbolu geliştirecek şeylerin içinde elde etmek benim için niyet olabilir. Başkanlık ya da patronluk, benim gündemimde olan konular yok” diye konuştu.

“Üstteki seviyede oynamış bir teknik adam, oyuncuyu motive eder”

Teknik adam olarak oyunun içinde de kalmak istediğini söyleyen Teknik Direktör Emre Belözoğlu, “Ara Sıra antrenmanlarda oyuncularla yer alıyorum. Antrenmanlarda yer almak ara sıra onları da yarışan kimliğe sokabiliyor. Tabii ancak mesafeli ilişkiler uzun ömürlü oluyor. Her konuda bu böyledir. Arkadaşlıkta da, evlilikte de, şirkette yöneticiyle çalışan aralarında da uzaklık olması gerekiyor. Benim de oyuncularımla aramda bir uzaklık var. Benim girebileceğim, onların girebileceği bir alan var. Bunu iyi canlandırıp bir şekilde uygulamaya geçmeniz gerekiyor. Ben şu lahza için inandığım metotları uygulamaya çalışıyorum. Ama saha kenarında oyuncuların yanına elde etmek kendimce onlara güven verir. Çünkü yanlarında onlardan daha deneyimli ve üst seviyede oynamış bir hocalarının olması kendimce onları motive edecektir” diyerek devam etti.

Süper Lig’deki genç teknik adamların mutlaka Avrupa’da alıştırma hedefinin olması gerektiğini de vurgulayan Belözoğlu, “Mevcutta genç olan bütün arkadaşlarımızın hedefi yurt dışı olmalı. Türkiye’de nasyonal hedefler var. Herkesin planları vardır fakat bence Avrupa’ya gitmek, Avrupa’da mücadele etmek, Türk genç hocalarımızın hedefi olmalı” dedi.

3796206.jpg

“Burak Yılmaz’a oy verdim ve adalet ettiği bir ödül aldı”

The Guardian göre dünyanın en iyi 100 futbolcusunun seçildiği oylamada jüri üyesi olarak ödev bölge Emre Belözoğlu, Burak Yılmaz’a oy verdiğini açıklama ederek, “Burak Yılmaz’a oy verdim natürel ancak ama yargı ettiği için verdim. Geçen yıl göğsümüzü kabarttı, bayrağımızı dalgalandırdı. Çoğu yıldızın içinde yılın sporcusu seçildi ve fazlasıyla yargı etti. Ben bence belirlediğim oyunculara oy verdim. Kante, De Bruyne, Salah, Lewandowski, Burak vardı oy verdiklerim arasında. 7-8 oyuncuya oy verdim. Çok kişi oy kullandı. Burak Yılmaz yargı ettiği bir ödül aldı. Hak ettiği bir konumda. Çoğu Türk gencine bu anlamda misal bir isim. Bu yaşlarda Avrupa’da ismini duyurmak, ülkemizin ismini duyurmak herkese nasip olacak işler değil. kafa patlatmak, hayatının merkezine futbolu koymaktan geçiyor. O da bunu başardı. Ailesiyle birlikte işine konsantre ve hayatın gerçeklerine motive. Birçok oyuncunun fazla daha ötesinde diğer bir performans sergiliyor bence” ifadelerini kullandı.

“Bir gün Avrupa’da oynadığım takımlarda öğretmen olarak ödev olmak isterim”

Son olarak hedefleri hakkında konuşan Emre Belözoğlu, “Hemen hayalimde çalıştıracağım bazı yok. Maksat olarak yalnızca kendimi ilerletmek, Başakşehir’in başarısı için daha başat, daha kazanan, daha net, oyuncuları mutlu eden bir oyun yapı etmek var. Onun dışındaki zaten kaderimiz ve bunu yaşayıp göreceğiz. Fakat mutlaka hedeflerim arasında ülkemi futbolcu olarak nasıl temsilcilik ettiysem, öğretmen olarak da temsil etmek isterim. Spesifik bir takım ismi vermeyeyim ama mutlaka oynadığım takımlarda bir gün öğretmen olarak da atama olmak isterim. Fakat acilen sahiden bir takım ya da bir lig üzerinden değil, kendi gelişimim ve Başakşehir’in başarısı için neler yapabilirim diye düşünüyorum. Hedeflerim ve hayallerim bu yönde” diyerek sözlerini tamamladı.

Yorum yapın

SMM Panel PDF Kitap indir